SÖZCÜKLERİMİZ
DURAK SÖZLÜĞÜ DİL :İnsan oğlunun duygu, düşünce ve isteklerini anlatmak için kullandıkları kullandığı ses yada işaretler sistemidir.DİL :İnsanlar arasında iletişimi sağlayan sesli yada yazılı simgeler sistemidir.DİL :Başka insanlarla anlaşmamızı sağlar.ŞİVE :Bir dilin değişik yörelerde farklı şekilde konuşulmasına şive denir.AĞIZ :Şehir ve köyler arasında rastlanan çok az değişik konuşmalara ağız denir. (Gonya)
A
Ağman:Kusur
Abıç:İki bacak arası.
Aralaş: Uzaklaş
Arnaç:Karşı (arnacıma geç.)
Arkıt:Kağnı budaklarının takıldığı iki tarafı yontulmuş delikli ağaç
Aşıt: Görünmeyen yer
Avara: İşi olmayan, boş gezen.
Aydaş:Çok zayıf çocuk.Azık:Çobanlara katılan yiyecek.
Azıcık, çok az,
B Bağırtlak: Beşikteki çocukları düşmesin diye bağlamaya yaraya ucu ipli bez.Batma: Hayvanlara saman verilen yerBeğirmek: oğlak ve keçinin acıklı melemesiBelermek: Öfkeli, öfkeli bakmakBelen olmak: Uykudan uyanınca ne yapacağını şaşırmak.Bicik: Kadın memesi, hayvan memesiBilik: Erkek çocukların erkeklik organıBoduç: Küçük su testisiBokcak: Düven sürerken öküzlerin pisliğini almak için ağaçtan oyulmuş saplı kap.Boğ: Azık beziBoyunduruk:Öküzlerin bonuna konulup iş yapmalarına yarayan ağaçtan yapılmış aletBoz: bir renk, gri (boz toprak)Böcü: Küçük böcekBörkme: Yiyeceklerin haşlanması
Bulla: Yaşına girmemiş tavuk
Buzalacı: Hayvanların gebelik hali Bülüç: CivcivBünnez:Ev temeli için kazılan yer
C
Cezir: HavuçCılgısız: Gelişi güzel davranan, ciddiyetsizCığla: Serceden büyükce kuşCıllımak: Oyunu bozmak, vazgeçmekCımbar:Kilim dokurken gerginlik sağlayan iki parçalı, birleştiği yer bilezikli çıta.Cipcik: Bezlerin köşesi, üç noktaCombalak: Takla atmak
Ç
Çalgı: İçe çalılardan(cubuktan) yapılmış supürge, müzük aletleri topluluğu,
Çala: Eski elbise
Çalyapış: Çok ısrar etme,isteginde dayatma vazgeçmeme
Çatmak: Önde gidene arkadakinin yetişmesi, veya Kavga yapmak için hazırlanma.
Çalpalama: Suyu ve ayranı kap içinde sağa sola sallamak
Çeki: Başa bağlanan yazma, baş örtüsü
Çekişmek: Sözlü kavga.
Çelebi: İni,eşin erkek kardeşi,
Çelen: Toprak örtülü evlerin toprağının dışarı dökülmemesi için 25-30 cm eninde lata
Çember: başa bağlanan örtü,eşarp,Çemkirmek: Köpeklerin çıkardığı sesÇığır: Karın insan gücü ile hayvanların geçebileceği şekilde açılması, dar yolÇıkı: Para konulan küçük keseÇıkla: Yalın, katıksız ekmek,Çıtak: Yaramaz, önüne gelene sataşanÇiğin: Omuz,Çirpi: Kurumuş ince ağaç dalları,Çul:keçi kılından dokunmuş sergi,Çörten: Toprak damların suyunu dşarıya akmasını sağlayan içi U biçiminde oyulmuş ağaç,
D
Dadak: tatlı söz, tatlı şeylerin genel adı
Dağar: Topraktan yapılmış büyük su kabıDalap: Çiftleşmeye istekli dişi eşekDalbızımak: Bir işi bitirmeden, başka işe başlamak,Dastar: Baş örtüsü,Dene: Tane,Delme: YelekDestur: Evlerin yapımında taş duvarın 50 cm yükselmesi, iki hatıl arasıDeşduvan: Köy bekçisiDıkıcık: Dırıkmak: Birinin himayesine girmek, sığınmakDiğrek: Canlı, dayanıklı, güçlüDilme: Bir şeyi uzunlamasına kesme(fasulye dildim.)
Dilme: Balta ile yassılaştırılmış ağaç.
Dişeli:Evli kadınDomuşmak: Surat asmak, küsmekDoru: Ladin ağacının dalları,Döşe: Evlerin birinci katı bitince döşenen ağaçlar.Döynel: Sağlam, dayanıklı,kalıncaDöşek: YatakDumagı: Nezle, gripDüğe: Doğurmamış bir yaşına girmiş inek
E
Ecene: taş delmede kullanılan ucu sivri demir çivi(demir 6 veya 8 köşeli olur boyu 50 cm ile 75 cm arasındadır)
Eğef: Kağnı ile boyunduruğu bağlayan ağaç halka
Eneğimsağma: Ğökküşağı
Elavut: Yayın kirişini çekmede kullanılan ucu tomak biçiminde ağaçtan aletElgama: BeceriksizElgülüncü: Maskara olmak, başkası tarafından alay edilmek
Elver: Tomruk, kalın ağaç
Embel:Övenderenin ucunda
esvap: elbise,elbiselik kumaş, giysi
Evtünmek:Vakit geçirmek için çeşitli yiyeceklerden azar,azar yemek
F
Fellenlemek: Dengesini kaybetme
Ferik: Bir yaşında küçük horoz adayıFermane: İçi astarlı, dişi işlemeli kısa kollu giysi
Fıçça: Ağaçtan yapılan topaç,
Fili:Küçük çam, katran, ladin fidanı,
Fistan: Boydan aşağıya kadar uzanan elbise
Fisaretin kurusun(deyim) düşüncen yokolsunFokurdamak: Kaynamak
G
Gabır: Evlerin duvarları 50 cm yükselince üstüne çakılan
merdiven şeklindeki düzeneğin basamakları.
Galeye almama:Önemsememe.dikate almamak
Gadıncık: Kadının koçasının kız kardeşi,
Gağrık: Sümüksü tükrük
Galeye almama:dikkate almama, önemsememe
Gapile: Kağnı tekerinin çıkmaması için vida olarak kullanılan somun
Garasbennek: Göz göre göreGastan: YalandanGavete: DomatesGanak: Ottan elde edilen sakızGanet: Keçi kılından dokunmuş sergi,Gancık: Dişi hayvana verilen ad,
Gayrı: Daha sonra
Geber: ÖlGeğrek: Karın ile kaburganın birleştiği yer(Geğreğim battı)Gevik: Isırmak, Isırma sonunda oluşan yaraGevletmek: Dalga geçerek konuşturmakGıllık gıllık etmek:Yaltaklanmak, eğilip bükülmekGıstı: Kadınların boğazlarına taktıkları gümüş para dizisGıç: ArkaGıdım: AzGidişmek: Kaşınmak
Gillik: Ardıç, karamuk tohumu- küçük tohumlar
Golcak: Eğirmek için hazılanmış kola dolanılan yün halkası.
Goruk: Olmamış, gök üzüm
Göbedek:Doğumdan sonra ikram edilen yiyeceklere verilen ad
Göbette: Tara içindeki meşe çalılarının kesilip, yakılmasıGökgörmedik(deyim) Hiçbir şey görmemiş.Göcen: Tavşan yavrusuGörümce: Kadının eşinin kız kardeşine verilen ad,Gözağacı: Evlerin ikinci katının üstüne döşenen ağaçlar,Gözkörüsü: Bakıma muhtaç olan, rezilGubarmak: Kavgaya hazırlıklı görünme, efelenmekGunnacı: HamileGüdük: boyu kısa olan H
Hacet:İhtiyaç duyulanşey,lüzümlu (idrar veva büyük abdest yapmak
Hakık: Çok iyi kızarmış (hakık gibi, deyim)
Hapaz: Avuç içi, bir elin içinin aldığı kadarHatıl: 1.Büyükbaş hayvanların saman, yem yediği batma, 2.Taş duvarın üstüne konulan merdine benzeyen ağaçHavut: Çeşmelerin suyunun biriktiği yer (ağaç ve betondan)Helke: Metal ağzı geniş su kabıHelik: Küçük taşlar,
Hısım: Akraba
Hüner:Beceri(Beceri isteyen ustalık)
Hüşkü: Çop
I
Ihı: İşaret sıfatı, işte, burada
İ
İçeği: Yatak ve yorganların içine konulan, küçük parçalı bez parçaları
İlavutla: Yün ve kıl atarken kirişe vurulan iki ucu topuzlu ahşap alet
İlenç: Betdua
K
Kabala: 1.Götürü yapılan iş, 2.Adet,sayı belli olmadan satılan mal, eşya
Kanat: Kıldan dokunmuş bir metre eninde sergi,
Kara malaklı:surat asan,yüzü gülmeyen.
Kavilleşmek: Anlaşmak, sözleşmekKavurga: Kavrulmuş buğday, arpa, nohut v.b. şeylerKavut: Kavrulmuş(buğday, arpa, nohut v b) şeylerin un haline getirilmiş hali ,Kebe: Kolsuz yelek
Kakül: Erkeklerin başına sardıkları sarıktan dişa çıkan şaç,
Kekre: Çok tuzlu
Kel:Zayıf, Oğlak ve kuzuların bir araya toplanması ,sürü (kel gütmeye gittim)Kestel: Kestel:Hayvana verilen samanlardan geriye kalan artık saman irisi,Kesek:Her hangi bir şeyin parçası,(Ekmek keseği, bir kesek tarla)
Keşik. Davar gütme sırasıKetez:Kağnı tekerleğinin dışına geçirilen çemberKeya: Köy bekçisiKıncırık: Uzun bir ağacı ortasından bir direğe konularak yapılmış çocuk oyun aracıKıpık: Gözünde tiki olan
Kırık dölü: Havarda çocuğu
Kırıntı:Küçük şeyler.(üzüm, nohut,armut kurusu v.b. yiyeceklere verilen ad)
Kızan: Köpek ve kedilerin çiftleşme zamanıKısı: Avuç içinin aldığı kadar,Ayrı,ayrıKırıntı: Cerez türü yiyecek(leblebi, üzüm v.b.)Kızınmak: Ateş karşısında ısınmak
Kisran: Hamur sıyırmaya yarayan demir alet(spotolaya benzer)
Kongabelek: KelebekKözemek: Kaba biçimde örmekKunnacı: HamileKunnamak : DoğurmakKüçü: Kilim dokurken kullanılan mekikKüf:Bilye oynarken açılan çukurKülte: Deste, demetKümürtmek: Hayvanların yiyeceklerini kısa süre içinde yiyip bitirmeleri,Küre: Çiftleşmeye hazır eşekKürtüşmek: Şakalaşmak,onayıp hoplamak şakalaşmak,güreşmekKürtük: Kar sürgünü. Karın rüzğarla toplanmasıKürsü: 1.Taş çıkarmaya yarayan demir manevala, 2.Evlerde kapıların açılmaması için kullanılan yassı ağaçKürük:1. Ağzı kırık testi 2.Kulakları çok küçük keçiyede kürük denirKütenez: Eni boyu birbirine yakın,şişmanKökez: Yer ismiKoyuk: Oyulmuş
L
Lamba: Kalın tomrukLo: Hey, Ey
M
Maçça: Kötü yara, çıban
Mandal:Tarlanın içindeki taş birikintisi,
Marsık: Yarı yanmış odunMaşakkat: Sıkıntılı, zorluk çeken
Maşrapa: Su bardağı
Mayıs: Büyük baş hayvanların pisliği,
Me. AlMeh: alın mı?Meleksi: Yufka ekmek yaparken yuvarlanmış hamurMırık: İnsanın durumu, vaziyetiMekiş: Çene (mekişini kırarım)Mıh:Çivi
Mık:
Mısmıl:Eti yenebilen, murdar olmayan.
Moloz: Helikten büyük taş,düzensiz, işe yaramaz taş,
Muharı: Baca
Muzur:Yaramazlık yapan, zarar veren
Müteelli: Daimi, değişmeden devem eden,
Mürai: İki yüzlü
N
Nakıs: Aksi
Navak: Oyunda kazanılan sayı, puanNavale: Çerez türü nohut, fıstık, üzüm v.b.yiyeceklerin genel adıNüzül: Felç
O
Oltan: Delik yere konan parça,çarıkların ve ayakkabılaın delinen yerine konur.Oyunlu:Yaptığını belietmeyen, iki yüzlü hareket eden,
Oyulgama:Gelişi güzel dikmek
Ö
Ötlek: KorkakÖksü: Ucu yanmakta olan odunÖssaat: Hemen,birden(o saat) P
Palaz: Keklik yavrusuPardı: İnce ardıç ağacının boydan yarılmış hali,Pırtı: Ev eşyası, eski giysiPırlatmak: Aşırmak,kaçırmak Pina: Küçük parça kumaş, küçük boylu kadınPöskül: Yanan bez parcasının külü ve kokusuPirpençe: Çıban yaraPür: Çam,ladin ardıç, katran yaprakları, dalları,Pörü. Küçük çivi(1-2 cm boyunda)
R
Rampas: Kağnının ana ağacı (iki ağaç v şeklinde birleştirilir)
S
Sahtiyan: Tabaklanmış boyanmış deri.
Sak:Uykusu hafif
Salgaraya:Gelişi güzel, rastgeleSeğit: Koş
Selan: Ses, haber
Savak: Şaşkın,salak
Sıdırmak:İçi sıvı dolu bir şeyi patlatmak,( yumurtayı sıdır)Sıçmak: Büyük tuvalet ihtiyacını gidermek, işemekSıkım: Yufka ekmeğin içine her hangi bir yiyecek konularak rulo haline GetirilmesiSılkalamak:SallamakSındı: MakasSibek: Beşikteki çocukların pisliğinin biriktiği toprak kap.Silbiç: Beşikteki çocuğun sidiğini sibeğe akmasını sağlayan boru şeklinde içi delik ağaç
Sildiripgeçmek: Tanımazlıktan gelme,selam vermeden geçip gitmek,
Sinmek: Saklanmak
Sökel: Hastalık Sinişmek: Zayıflama, kaba görüntüsünün yok olması,Sitil: Metal küçük kapSorkuç: ReçineKorkudan sıçıverdi(deyim):Kokusundan işedi.Soyka: Ölen kişinin elbisesiSökel: Öksürüklü hastalıkSöykenmek.Ardı ardına gitmek, hiç kesilmemekSufa: Salon, evin odalarının açıldığı alan,Sumsuk: YumrukSusa: Ana yolSusak: Ağaçtan içi oyulmuş su içmeye yarayan kapSükkam: NezleSümeyye:Rastgele,gelişi güzel konuşmaSürtük: Kötü ahlaklı kadınSümürmek: somak içine çekmekSüskün: Baş ile boyun(süskününü eğme)Sürümek: Asılarak götürmeSokurdanmak: Acızlanmak
Ş
Şaklamak. İkiye ayırmak
Şavk: Işık (Ayın şavkı vurdu.)
Şırlak: Baştaki saçların ustura ile kazındıktan sonraki hali(şırlak kafa)
Şirnemek: ŞımarmakŞiş: Ladin ağacının en üt ucu, sivri olan yeriŞişek: Bir yaşına girmiş koyunŞitari: Dikine, Yeşil, beyaz-kırmızı-lacivert kumaş.(gelinlerin gömleği bu kumaştan dikilirdi)
T
Tapır: ArkaTapışlamak: Bir şeyin üstüne elin içi ile vurmak.Teberik: Hatıra, geçmişten kalanTebelleş: Israr etme, isteğini yaptırmak, peşini bırakmamakTefek: Asma yaprağıTellik:Başa giyilen takke
Tepsermek:Yaş şeylerin kurumaya yüz tutması
Terslik: Hayvan pisliklerinin toplandığı yer
Tıraf: Ekinlerin harmanda düvenle saman haline getirilirken, hayvanları ters yöne çevirmekTırıleyli:Alıngan, ciddiyetsizToslangaba: KaplumbagaTöğretmek: Erkeklerin erkeklik organının diğremesi,Töngüldemek: Düşkün duruma gelmek, hareketlerini kontrol edememekTurfan: Yoğurdun yağını ayırmaya yarayan toprak küp,
U
Ud yeri : Cinsel organların olduğu yer
Udlanmak: Utanmak
Umurumda değil: Beni ilgilendirmiyor,seni dikkate almıyorum, Umur: önem vermeme
Urba: Elbise
Uylamak: Kızın ırzına geçmeye çalışmak 2. Kurdun sürüye saldırması 3.Kavga etmek için tahrik etme, sözlü sataşmada bulunmak
Ü
Üğmek: Ağzına kadar doldurmakÜrtmek: Buğday veya nohut demetini ateş üstünde pişirme,Üyütlemek:İyi ile kötüyü ayırmak(iyilerin içinden kötüleri seçmek almak)Üzlük: Küçük çömlek (250-300 ml sıvı alır)
V
Vıy: Şaşkınlık ünlemiVili: Şaşkınlık ünlemi(vili şaş) Y
Yağır: Siyah kabuk bağlamış yaraYağrın:İnsan sırtı,arka kısımYangal:Aksi, yaramazYangı: SıcaklıkYalak: Hayvanların su içmeleri için, ağaçtan oyulmuş kapYapal. Katran ağaçlarının dallarıYazmış: Yaşını geçmiş dişi keçiYen: Güreş yaparken yıkmak, yere yatırmakYenlicek: Gelişi güzel şaka yapan, çitti olmayanYığın:Ekinleri düzgün bir şekilde istiflemeYığman: Kısa ve şişman insana verilen adYiği: Çok pis kokan(koku-yiği)Yirik: Uzunlamasına olan yırtıkYolak: Keçi yolu veya su yoluYorak: kenarYoz: Yabanileşmiş, sürü içine girmeyen Yuluk: Küçük deri parçasıYuyuk: Çamaşır yıkamaYülümek: İnsan ve hayvanların kılını çok kısa kesmek,Yünürtmek(yüngürtmek):İnekleri boğaya çekmek,
Z
Zeve: Kapı kasasıZeven:Ardıç ağaçlarının kuçuklerinden kesilerek duvarların arasına konan ve çalı çırpı koyarken sınırlayan ağaç
Zıkırdamak: Acızlanmak
Zıvanadan çıkmak:Söz dinlemeyen,gelişigüzel konuşan,acayip hareketler yapan.
Zıvgar vermek: Baskı yapma, yapacağı iş için harekete geçirmeye çalışma,pohpohlamak
Zift sorkuçu: İşini yaptırmadan yanından ayrılmayan,yapışan
Zıypımak: Yerinden fırlamak, çakılan çivi ve ağaç parçaları için kullanılır.
Zıvlatmak: atmak(zıladıverdi)